Son günlerde İsrail basınında yer alan haberlere göre, Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye'den çekilme süreci hızlanıyor. Bu durum, yalnızca Suriye'nin iç dinamiklerini değil, aynı zamanda bölgedeki güç dengelerini de önemli ölçüde etkileyebilir. ABD'nin, uzun zaman müddetince Suriye'de sürdürdüğü askeri varlığı, terörle mücadele operasyonları ve müttefikleri destekleme çabaları açısından kritik bir rol üstleniyordu. Ancak, iç politikalar ve global stratejiler doğrultusunda alınan bu yeni karar, birçok ülke ve uluslararası aktör tarafından farklı tepkilere yol açabilir.
ABD'nin Suriye'de kalma politikası, özellikle terör örgütü IŞİD'in faaliyetleri ve İran'ın bölgedeki yayılmacı politikalarını dengelemek amacıyla şekillendi. Ancak, Biden yönetiminin stratejik önceliklerini belirlemesiyle birlikte, Suriye'deki askeri varlığının yeniden değerlendirilmesi kaçınılmaz hale geldi. Çekilme kararı, hem iç politikaya yönelik bir adım hem de bütçe kısıtlamaları ile ilgili bir yanıt olabilir. Ayrıca, ABD'nin Asya-Pasifik bölgesine odaklanması, Orta Doğu'ya olan dikkatini azaltmış olabilir.
Bu bağlamda, Suriye'den çekilmenin arkasında yatan bir diğer önemli neden de, var olan çatışma ortamında müttefiklerle işbirliğinin zayıflamış olmasıdır. Yerel güçlerin, özellikle PYD/YPG’nin, ABD ile kurduğu işbirliği artık sürdürülmesi zor bir hal almış durumda. Bu durum, ABD'nin Suriye'de kalmasının gerekliliğini sorgulamasına neden oldu. Sonuç olarak, çekilme kararı, Suriye’nin kuzeyindeki güvenlik dinamiklerini değiştirebilir ve yeni bir güç mücadele sürecini başlatabilir.
İsrail ise ABD'nin Suriye'den çekilişine yönelik büyük endişeler taşımakta. Ülkenin güvenlik analistleri, bu durumun İran'ın Suriye'deki etkisini artırabileceğinden korkuyor. İran'ın, UBŞ'yle yakın ilişkileri ve bölgede yayılma hedefleri, İsrail'in güvenlik stratejileriyle doğrudan çelişiyor. Dolayısıyla, ABD'nin çekilmesi, İran'ın Suriye'deki varlığını pekiştirebilir ve bu da İsrail için ciddi tehditler oluşturabilir.
İsrail, Suriye topraklarında İran ile işbirliği yapan milis gruplara karşı harekete geçmeye devam etmekte kararlı. Ancak, ABD'nin askeri varlığının azalmasıyla birlikte bu tür operasyonların daha zor hale geleceği öngörülüyor. Ayrıca, bölgede artan belirsizlik, çatışmaların yayılma ihtimalini de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla, ABD çekilmesinin sadece Suriye'yi değil, aynı zamanda İsrail'in stratejik hesaplamalarını da etkileyebileceği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, ABD'nin Suriye'den çekilme kararı, bölgedeki dinamikleri değiştirebilir. Bu durum, sadece Suriye'nin geleceğini değil, aynı zamanda komşu ülkelerin güvenlik politikalarını ve stratejilerini de tetikleyebilir. Bilhassa İsrail'in bu durumdan nasıl etkileneceği, önümüzdeki günlerde dikkatle izlenmesi gereken bir konu. ABD'nin Orta Doğu'daki rolü ne olursa olsun, Suriye'deki gelişmeler, bölgesel barış ve istikrar açısından kritik bir öneme sahip olmaya devam edecek.