Türk mahkemelerinin dikkat çeken kararları arasında yer alan bir dava, vatandaşların adalet sistemine olan güvenini sarsmaya devam ediyor. Sinem, eski eşi tarafından 7 yerinden bıçaklanarak ağır yaralandı. Olayın ardından tutuklanan zanlı, mahkeme sürecinde sergilediği 'iyi hal' tavırlarıyla şaşırttı. Sonuç olarak mahkeme, zanlıya indirim uygulayarak cezasını önemli ölçüde azalttı. Bu olay, toplumda infiale yol açtı ve birçok kişi durumu eleştirdi.
Olay, geçen yıl yaz aylarında yaşandı. Sinem, eski eşiyle yaşadığı sorunları sonlandırmaya karar verdiğinde, bu kararın hayatına mal olacağını asla tahmin etmemişti. Dört yıllık bir evliliğin ardından boşanma kararını alan Sinem, eski eşinin şiddetli tutumlarından kaçmak istiyordu. Ancak, eski koca bir süre sonra Sinem'in yeni hayatını kabullenemedi ve korkutucu bir saldırıda bulundu.
Saldırı sırasında Sinem, 7 yerinden bıçaklandı ve hayatı tehlikeye girdi. Hızla hastaneye kaldırılan Sinem, uzun bir tedavi sürecine girmek zorunda kaldı. Olayın hemen ardından, zanlı polis tarafından yakalandı ve tutuklandı. Mahkeme süreci başladığında toplumun gözü, bu davanın sonucuna çevrildi. Özellikle kadına yönelik şiddet vakalarının artışı ve bu tür saldırıların cezasız kalması, kamuoyunda büyük bir tepki oluşturmaya devam ediyordu.
Mahkeme, davanın seyrinde zanlının tutuklu kaldığı süreyi ve mahkeme sırasında sergilediği 'iyi hal' davranışlarını göz önünde bulundurarak cezasında indirim yaptı. Bu karar, özellikle kadın hakları savunucuları ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi verenler tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Sakıncalı bir mesaj veren bu durum, adalet sisteminin düzgün işleyişine olan inancı sorgulatıyor.
Toplumda oluşan infial, sosyal medyada geniş yankı buldu. Birçok kişi, 'iyi hal' indirimlerinin, potansiyel mağdurları daha fazla tehdit ettiğini savunarak, devletin katledilen kadınların hayatlarının değersiz olduğunu düşündüğünü vurguladı. Dava sürecinde kadınların yaşadığı şiddeti göz ardı eden bir ceza sisteminin mevcut olduğu kabul edilerek, reformların şart olduğu ifade edildi. Kadına yönelik şiddet olaylarının gerek medyada gerekse adalet sisteminde yeterince ciddiye alınmadığı, bu durumda etkili bir farkındalık yaratılmasının elzem olduğu dile getirildi.
Haberin etkileri, sosyal platformlar üzerinden sürdü ve birçok kişi benzer olaylara dikkat çekmek adına kampanyalar başlattı. Sinem'in yaşadığı acı olay, sadece kendi hayatını değil, birçok kadının yaşamını etkileyen bir simge haline geldi. Kadınların korunması ve adaletin sağlanması adına verilen mücadelelerin önemine de dikkat çekmek amacıyla sosyal medya kullanıcıları 'Sinem’in sesi ol' sloganıyla birleşti ve bu tür durumların bir daha yaşanmaması için #adaletbekliyoruz etiketini yaygınlaştırdı.
Toplum olarak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hem adalet sisteminde hem de toplumsal bilinçte önemli değişimler gereklidir. Tüm kadınların güvenli bir hayat sürmesi adına yürütülen mücadelenin desteklenmesi, toplumun geleceği için hayati bir öneme sahiptir.